2.1 Kamera Alım Kriterleri
Kamera alırken hangi kriterler dikkate alınmalı? Fiyatın yanı sıra birçok başka önemli faktör bulunmaktadır. İşte en önemlilerinden bazılarını bulabileceğiniz bir liste.
Şekil 2.1: Taşınabilirlik kesinlikle en önemli alım kriterlerinden biridir. Sadece kamera iyi elinize oturduğunda, saatlerce yorulmadan fotoğraf çekebilirsiniz. Bu nedenle tercih ettiğiniz modeli mutlaka kendiniz denemelisiniz. Nikon D3, 2,8/105mm Mikro Nikkor. 1/200 saniye, diyafram 7,1, ISO 800.
(Fotoğraf © 2010: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
İnsan Ne Kadar Megapiksel İhtiyacı Duyar?
Birçok fotoğrafçı alışveriş yaparken genellikle öncelikle yüksek megapiksel sayısına dikkat eder. Ancak gerçekten gerekli mi? Elbette reklam fotoğrafçısı olarak 18/1 afişler veya fuar panoları için yeterli büyük veri miktarına sahip olmak iyidir. Ancak bu ne kadar sıklıkla meydana gelir?
Benim günlük çalışmalarım farklıdır: Çektiğim fotoğrafların %70'ten fazlası, öncelikle internet yayını için kullanılmaktadır. Bu nedenle ben onlarca megapikselden önemli ölçüde taviz vermem. Benim için kalite önemlidir! Miktar değil.
Bunun yanı sıra, büyük veri miktarları arşivlenmelidir. Bu da depolama alanı ve zaman gerektirir. Dolayısıyla, gerçekten bu kadar çok piksele sahip bir kameraya ihtiyacınız olup olmadığını iki kez düşünmek daha iyidir mi dersiniz!?
Şekil 2.2: Bu iki kamerayla ihtiyacım olan her şeye sahibim. Etkili 16,2 Megapiksel ile Nikon D4 (www.pimpyourcam.com tasarımı) ve 24,5 Megapiksel çözünürlüğe sahip Nikon D3X.
(Fotoğraf © Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
2.1.2 Dinamik Aralık
Şunu dürüstçe söyleyin: Hanginizin kameranın dinamik aralığını bildiğini/amineriz?
Dinamik aralık, kameranın (belli bir ISO değerinde) işleyebildiği kaç pozlama kademesi kontrast aralığını belirtir. Dinamik aralığın dışındaki her şey ya çizgisiz siyah olarak yansıtılır ya da beyaz aşırır.
Teknik olarak ön belirlenmiş olan dinamik aralık, çektiğiniz fotoğrafların teknik olarak hatasız olup olmadığını veya aşırı pozlanmış veya karartılmış olup olmadığını büyük ölçüde belirler.
Bu da, mümkün olan en büyük dinamik aralığın, fotoğraflarınızın teknik kalitesine önemli ölçüde katkıda bulunduğu açık hale gelir!
Şekil 2.3: Fotoğrafın en karanlık ve en aydınlık noktalarında hala çizim görülüyorsa, bu büyük bir dinamik aralığa işaret eder. Şu anda kullandığım Nikon D4'ün dinamik aralığı örneğin ISO 100’de 13,4 pozlama değerine sahiptir; bu da bu kameranın şu anda mevcut en büyük dinamik aralıklardan birine sahip olduğu anlamına gelir. Kameranızın dinamik aralığını öğrenmek isteyenler, fotoğraf dergilerinde bilgi edinebilir veya interneti arayabilir. Nikon D3S, 2,8/14-24mm Nikkor. 1/1000 saniye, diyafram 8, ISO 200.
(Fotoğraf © 2011: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
2.1.3 Boyutu (Ekrandaki!) Önemli!
Düzenlediğim atölye çalışmalarında, bazı katılımcıların sevgilendikleri ama artık modası geçmiş kameralarla fotoğraf çektiklerini sık sık fark ediyorum. Bu genellikle görüntü kalitesinde değil, ekrandaki küçüklükten kaynaklanır; çünkü büyük, kaliteli ekranlar, görüntü sonucunu aydınlıkta bile görebileceğiniz ekrandır (transrefleksif burada anahtar kelime), kamera modeline bağlı olarak sadece birkaç yıldır bulunmaktadır.
Ancak büyük bir ekran altın değerindedir, çünkü kontrol etmek için herkes, fotoğraf çekimlerinde defalarca tek tek sonuçları kameradaki ekranda inceleyecektir. Özellikle ışıklandırmayı değiştirmişseniz veya manuel ayarlarla fotoğraf çekiyorsanız, kontrol için ekrana bakacaksınız.
Şekil 2.4: Bir fotoğraf çekiminde kameramın ekranına kaç kez baktığımı gerçekten bilmek istiyorum. Birkaç düzine kez kesinlikle. Özellikle yoğun iş temposunda, ekranın yeterince büyük ve iyi bir çözünürlüğe sahip olması iyidir, böylece hızlı bir şekilde pek çok ayrıntıyı yakalayabilir ve kontrol edebilirim.
(Fotoğraflar ©: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de (1) ve LI-Design(2))
Zaman kazanmak için, otomatik resim oynatma işlevini kullanmanızı öneririm. Her çekimden sonra (kaç saniye içinde ayarlanabileceğini kameranın menüsünden) çekilen fotoğrafın kısa bir süre görüntülenmesi. En son çekilen fotoğrafı görmek için tekrar deklanşöre dokunmanız durumunda hemen kaybolur. (Veya birkaç saniye sonra. Bu işlev zaman kazandırır, ayrıca en son çekilen fotoğrafı görmek için bir tuşa basmanıza gerek olmadığından kamera tutuşunu koruyabilirsiniz.
Not: Eski 'Aldığınız' (Kamera) ile hala çok memnunsanız, yeni bir model geçişi mantıklı olabilir. Başta görüntü kalitesinde ortaya çıkacak teknik iyileştirmelerin yanı sıra, daha büyük, modern bir ekran size daha verimli ve hızlı çalışmanıza yardımcı olacaktır. Profesyonel fotoğrafçılar için kesinlikle gereklidir!
2.1.4 Hızlı Deklanşör
Bir anı kaçırmak istemiyorsanız, kısa bir deklanşör gecikmesi önemlidir. Model fotoğrafçılığı bazen neredeyse aksiyon fotoğrafçılığı gibidir: Kararın verildiği an önemlidir. Modelin sıradanın dışında göründüğü milisaniyeler vardır; bu anları kaçırmamalısınız!
Ne kadar hızlı bir deklanşör gecikmesinin ne kadar rahatlatıcı olduğuna inanmıyorsanız, kısa bir ve ardından hemen daha uzun bir deklanşör gecikmesi olan bir kamerayı karşılaştırarak deneyin. Fark muazzamdır! Denemekten korkmayın!
Şekil 2.5: Çok kısa bir tetikleme gecikmesi, hassas çalışmayı mümkün kılar. Fotoğrafın ne zaman çekileceğine ben karar veriyorum; kamera değil! Kısa tetikleme gecikmesi olan bir kamera ile fotoğraf çeken herkes, bu özelliği bir daha asla vazgeçmek istemeyecektir.
(Fotoğraf © 2010: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
2.1.5 100-%-Görüntüleme
Analog zamanlardan kalma alışkanlığım, mümkün olduğunca tam ve formatı doldurarak fotoğraf çekmekti. Hala fotoğraf çerçevesini tam olarak seçiyor ve fotoğrafı daha sonra bilgisayarda kırpma gereksiz durumları önlüyorum.
Bu çalışma şekli, benim için maksimum kaliteyi garanti ediyor; kameranın sensörünü tam olarak kullanıyorum, bu nedenle 16 megapiksele (benim D4'ümde) kadar büyük baskılar yapılabilmektedir. Öte yandan sürekli olarak fotoğraflarını kırpanların potansiyellerini gereksiz yere heba ettiklerini söyleyebilirim.
Ancak tam sensörün kullanılması, DSLR vizörümde %100'ünü görmemi gerektirir, aksi takdirde kırpma gereksiz ve mantıksız olur. Ancak sadece az sayıda kamera (yalnızca profesyonel modeller) bu özelliğe sahiptir. Ancak kamerayı satın alırken bu benim için vazgeçilmez kriter No. 1'dir.
2.1.6 Güvenilirlik ve Dayanıklılık
Ekipmanımla çok dikkatliyim. Diğer fotoğrafçılar gibi kameramı sahilde açıkça bırakmam. Ayrıca lens değiştirirken arka mercek elemanına dokunmaktan kaçınıyorum. Kirli veya yapışkan ellerle kamerama asla dokunmam ve örneğin kamera ekipmanı yakınında içecek bırakmaktan kaçınıyorum. Kısacası, ekipmanımın değerini biliyor ve ona buna göre davranıyorum.
Yine de iş hayatımda, zorlu koşullarda fotoğraf çekmek zorunda kaldığım durumlar var: Yağmurda, tozlu bir mekanda veya alçak açıdan güneşin batışına yarım salıncak pozisyonunda bir plajda yatarken. Bu durumda kameramın toza ve su sıçramalarına karşı korunaklı olması iyi oluyor.
Şekil 2.6: Yıllarca fotoğraf makinelerinin toz ve sıçramalara karşı korunduğu konusundaki üreticilerin iddialarının yalnızca bir pazarlama argümanı olduğuna inanırdım. Ancak plajda yattıktan sonra bir dalga gelip ardından bir ton başka dalganın benim ve kameramın üzerine sıçradığı (şu ana kadar defalarca) durumlarından sonra, bu makinelerin aslında kızdığım büyüklükte daha sağlam olduklarını artık biliyorum.
(Fotoğraf © Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
2.1.7 Yüksek ISO Değerlerinde Düşük Gürültü Seviyesi
Fotograf olarak sık sık sınırlarla karşılaşılır. Son 10 yılda teknolojik ilerlemenin sayesinde bu sınırlar giderek geriye kaydırılmıştır.
Kamera teknolojisi alanındaki en önemli teknik gelişmelerden biri, zayıf ışıkta bile neredeyse hiç gürültü olmadan yüksek kaliteli fotoğraflar çekebilme becerisidir.
Bu neden önemlidir? TTL kontrollü güzel tip flaş üniteleri varken sıkıntısız aydınlatma sağlamalarına rağmen.
Nedeni, genellikle, örneğin partilerde, gece çekimlerinde vs. gibi mekandaki zayıf sürekli ışığı (örneğin) mümkün olduğunca fotoğrafta kullanmanın genellikle daha atmosferik olduğudur, ardından sahneyi hafifçe flaş ile aydınlatmak. Partilerde ISO 100 ile çekim yaparak ve belki de düşük ışıkta bir zoom lens ile donanılmış olan biri, fotoğraflarını hızlı bir şekilde "ölü flaş" olarak gösterir.
Şekil 2.7: Flaş karakterinin ağır basmaması için bu fotoğrafta raflardaki aydınlatmayı göz önünde bulundurdum. Bunun için ISO hassasiyetini 3.200 ISO'ya ayarladım. Nikon D3 ile 2,8 / 105mm Mikro Nikkor. 1/100 saniye, Diyafram 7.1, ISO 3200.
(Fotoğraf © 2008: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
2.2 Yüksek Kaliteli Lensler Satın Almak
Lensler kameranızın "gözleri"dir. Dolayısıyla, bu lenslerin optik kalitesi oldukça önemlidir.
Fakat neredeyse daha da önemli olan, lenslerin "Işık Gücü"dür. Burada, kimin alacağını karanlıkta veya loş ışıkta nasıl devam edeceğine karar verilir, diğerleri kameralarını tekrar paketleyecekken.
Farklı ışık gücüne sahip lensler arasındaki farkın ne kadar büyük olduğu, bir örnek olarak "Parti fotoğrafları" ile gösterilebilir.
Örnek “Parti Fotoğrafları”:
• A, 1,4 ışık gücüne sahip 50 mm standart bir lens kullanıyor.
• B'nin ise fotoğrafları için 4 ışık gücüne sahip bir zoom lensi var.
• Bu fark 3 tam diyafram stopu yapar.
• Bir diyafram stopu farkı, ışığın iki katı anlamına gelir (veya bunun tersine, nasıl bakarsanız).
• A, koşullar aynı olsa bile, fotoğraf çekebilmek için gereken ışığın yalnızca B'nin ihtiyacı olanın 1/8'ine ihtiyacı vardır.
• Başka bir deyişle: B, A'nın ihtiyacı olan ışığın 8 katını gerektirir.
Bu, farklı lenslerin f-stop değerlerindeki farkın gerçekte ne kadar büyük olduğunun net bir şekilde anlaşılmasını sağlar. Bu nedenle profesyonel fotoğrafçılar, loş ışıklı mekanlarda partilerde lichtstark lenslere büyük önem verir. Bu, az ışık altında zor koşullarda kullanışlı fotoğraflar çekebilmek için önemli olabilir.
Lichtstark lenslerin ise başka bir önemli (tasarısal fotoğrafçılık açısından) avantajı vardır: Bunlar neredeyse açık diyaframla kullanıldığında sınırlı alan derinliğiyle (bokeh) çalışabilirsiniz. Bu, yani yalnızca çok az alan derinliğiyle fotoğraflar çekebilirsiniz, özellikle portrelerde (veya ürün fotoğraflarında) çok güzel görünebilir.
Şekil 2.8: Derinlik alanının az olması, estetik nedenlerle istenmiştir. Netlik performansını artırmak için lensi bir diyafram stopu kısarak bu sonuca ulaştım. Lensler, başlangıç diyafram açıklığından başlayarak bir ila iki diyafram stopu kısılınca "patlamaya" oldukça iyi tepki verir. Daha sonra daha fazla kapatılırsa, sadece alan derinliği artar; ama "keskinlik" artmaz. Aksine: Bu biraz azalır. Dolayısıyla etkileyici şekilde keskin fotoğraflar çekmek isteyenler, 2,8 başlangıç diyafram açıklığına sahip bir lens için diyaframı 4 ile 5,6 arasında bir değere ayarlamalıdır. Nikon D4 ile 2,8/105mm Mikro Nikkor. 1/125 saniye, Diyafram 4, ISO 100.
(Fotoğraf © 2013: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
Şekil 2.9: Kesit, orijinal boyutu (100%). Sadece hafifçe keskinleştirildi. İşte bu nedenle 105 mm Mikro-Nikkor'un birçok portre fotoğrafçısının favorisi olduğu açıkça görülüyor.
(Fotoğraf © 2013: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
2.3 Aydınlatma Tekniği
Not: Profesyonel modelfotoğrafları çekmek ve yaratıcılığınızı gereksiz yere kısıtlamamak istiyorsanız, uygun aydınlatma ekipmanı edinmeniz gerekmektedir.
En azından "Temel Ekipman" olarak, her modelfotoğrafçının bir açıcı, bir katıştırıcı ve (bağımsız olarak kullanılabilen) bir sistem flaş lambası bulunmalıdır.
Işığınla "resim yapmak", yani biraz daha karmaşık bir ışık yönlendirmesi gerçekleştirmek isteyenler, uzun vadede bir stüdyo veya açık hava flaş sistemi kullanmaktan kaçınamazlar. Ancak almadan önce, PSD-Tutorials.de'deki 10 bölümlük "Profesyonel Işık Yönlendirme" adlı eğitim serimde yayımlanan flaş sistemleri satın alırken mutlaka okumanızı öneririm. Gerçekten sizin bireysel gereksinimlerinizi karşılayan uygun bir flaş sistemini bulmanız gerektiğini unutmayın!
Ancak pahalı bir flaş sistemine başvurmadan önce, öneririm ki önce bir atölye ziyaret edin ve flaş sistemlerinin kullanımı ve işleyişi konusunda eğitim alın.
Buna ek olarak, örneğin Fotoğraf Ağı Calumet'te (Berlin, Düsseldorf, Münih, Stuttgart, Essen gibi mağazaları olan) belirli fotoğrafçılardan farklı flaş sistemlerini kiralayarak deneyebilirsiniz. Bu mantıklıdır, çünkü böylece satın almadan önce seçtiğiniz sistemin sizin taleplerinizi karşılayıp karşılamadığını deneyebilirsiniz.
Modelfotoğrafçılığı alanında profesyonel ışık yönlendirme için hangi yardımcı araçların kullanılabileceğini ayrıntılı olarak görmek için bu eğitim serisinin 8. bölümünde ("Modelleri Başarılı Bir Şekilde Aydınlatmak") açıklananları kontrol edebilirsiniz!
2.4 Bilgisayar Tekniği
Bilgisayar, son 10-13 yılda fotoğrafçılar için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Birçok meslektaşım için, bilgisayarda çalışma süreci kamera kullanımından daha fazla zaman almaktadır.
Dijital olarak çekilen fotoğraflar yedeklenir ve arşivlenir, görüntülenir, en iyileri seçilir ve ardından (fotoğrafçının anlayışına bağlı olarak daha az veya daha fazla zahmetli bir şekilde) düzenlenir.
Kısacası, bilgisayar, yanında bulunan ekipmanıyla birlikte, fotoğrafçının en önemli araçlarından biridir (kamera ve ışık ekipmanının yanı sıra). Bu nedenle satın alırken, bilgisayar teknolojisinden beklentilerinizi dikkatlice düşünmelisiniz. Çünkü sonuçta bu teknolojiyi mümkün olduğunca uzun süre verimli bir şekilde kullanmak istersiniz.
Özellikle işlerini sık sık zaman baskısında yürüten profesyonel fotoğrafçılar için, içine yerleştirilmiş SSD sabit diskler oldukça tavsiye edilir. Mac'imde sabit diskleri değiştirdikten sonra son yıllarda en büyük kolaylık oldu. Şu an bilgisayar (işletim sistemi) yaklaşık 5 saniyede başlıyor ve aynı şekilde programlar, özellikle Photoshop, hemen başlatılıyor. Yükseltme öncesinde başlatma düğmesine basar basmaz bir fincan kahve (veya çay) yapmak için gitmiştim, bekleme zamanını öldürmek için. Bugün bilgisayarı açar, şifreyi girer ve çalışmaya başlarım. Harika! :-)
Ayrıca, resim düzenlemelerini gerçekleştirdiğiniz bilgisayarın iyi bir grafik kartı ve mümkün olduğunca çok belleğe (RAM) sahip olması gerekmektedir. Ne kadar fazla RAM, o kadar iyidir!
Ayrıca, monitörü sadece "Fiyat" kriterine göre seçmemelisiniz: Sonuçta burada resim düzenlemeye odaklanarak saatler harcayacaksınız. Bu nedenle (tabii ki kalibre edilebilir olan) monitörün kalitesi diğer tüm özelliklerden daha önemlidir!
Fotoğraflarının satışından gelir elde eden fotoğrafçılar için, veri yedekleme ve arşivleme konusu oldukça hassastır. Tüm fotoğraflarınızın geri dönüşü olmaz bir şekilde kaybolmuş, silinmiş veya yok edilmiş olsaydı ...!
Şekil 2.10: Bu nedenle arşivleme için RAID sistemleri kullanıyorum (solda görülen "Blueline" marka RAID, aynı zamanda FTP sunucusu olarak da kullanılabilir avantajını sunmaktadır). RAID sistemlerinde bir (Blueline'da sekiz) birden fazla sabit disk arıza yapabilir ve yine de tüm veriler %100 korunur.
(Fotoğraf © 2011: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
En büyük güvenlik için (hırsızlık, yangın veya su hasarı gibi tehlikeleri önlemek için), fotoğraflarımı iki farklı yerde, birbirinden 100 km uzakta duran RAID sistemlerinde iki kez saklıyorum.
Aynı zamanda taşınabilir sabit disklerin kullanımı da son derece önemlidir, özellikle yerinde çekim yapıyorsanız ve fotoğrafları hemen arşivleyemiyorsanız. Veya müşterilerin çekim sonrasında hemen fotoğrafları almak istemeleri durumunda, ki bu genellikle reklam fotoğraflarında neredeyse her zaman gerçekleşir.
Şekil 2.11: Örneğin Prominentlerin erotik fotoğrafları veya hala gizli yeniliklerin ürün fotoğrafları gibi hassas şekilde ele alınması gereken fotoğrafların veri paylaşımı için, yüksek güvenlikli sabit diskler Digittrade'den (iki aşamalı güvenlik sistemi olan), oldukça dâhice çözümler sunmaktadır. 256 Bit AES ile şifrelenen verilere erişmek için hem bir Akıllı Kart hem de bir PIN gerekir.
Böylece örneğin bir çekimden sonra müşteriye önce sabit diski gönderebilir ve ardından (veri depolama cihazının teslim alınmasından sonra) sadece Akıllı Kartı (veri depolama cihazının teslim alınmasından sonra) gönderebilirsiniz. Müşteri hem karta hem de veri depolama cihazına emin bir şekilde ulaştığında, son olarak telefonla 8 haneli PIN'i iletebilirsiniz. Ancak bundan sonra fotoğraflara erişilebilir. Bu Harika! :-)
Ayrıca bu Mini Tresor Sabit Disklerin SSD varyantları olduğunu ve yetkisiz kişilerin müdahale girişimlerinde Şifreleme Anahtarının otomatik olarak yok edildiğini (ancak verileri kendilerinin saldırmadan) vurgulayarak, 2012'de IT İnovasyon Ödülü ile ödüllendirilen bu harika sistemi tamamlar.
(Fotoğraf © 2013: Jens Brüggemann – www.jensbrueggemann.de)
Şekil 2.12: Basınca duyarlı bir kalemle grafik tabletine neredeyse her fotoğrafçının sahip olduğu artık. Fare ile çalışmayı tercih edenler için de ilginç yenilikler var: Bu kablosuz Oyun faresi R.A.T.9, bireysel el boyutuna ve çalışma tarzına göre birçok ayarlama seçeneğine sahip değil sadece (örneğin başparmak dayama açısını ayarlamak, farenin uzunluğunu, yüksekliğini ve ağırlığını değiştirmek) ayrıca farenin düğmelere ve tekerlere farklı (yazılım aracılığıyla programlanabilen) profiller ve klavye atamalarıyla komutlar veya hatta makrolar atanabileceği de mümkün. Bu sayede Photoshop'ta klavye kısayolları bilmeden çalışmak zevke dönüşür!
Örneğin, kırmızı kaydırma tekerleğini (sağa: büyüt; sola: küçült) değiştirme olarak atadım. Değiştirilebilir ve basitçe değiştirilebilen tarama hassasiyeti (6400 DPI'ye kadar), ergonomik tasarım ve USB şarj istasyonu ile teslimat kapsamında bulunan ikinci Li-Io pilin şarj edilmesi, tavsiye edilen paketi tamamlar (fiyat 99 ila 159 Euro arasında).
(Fotoğraf © Jens Brüggemann - www.jensbrueggemann.de)
2.5 Diğer Aksesuarlar
Not: Fotoğrafçılar için çok daha fazla yararlı aksesuarlar var! Her şeyi görmek isteyenler için Brenner Foto Malzeme kataloğu tavsiye edilir (www.fotobrenner.de adresinden talep edilebilir). Fotoğrafçılıkla ilgili 10.000'den fazla ürün burada listelenmiştir!
Şekil 2.13: Fotoğraf atölyelerim sadece Düsseldorf stüdyosunda değil, aynı zamanda güneşin bol olduğu güneydeki yurt dışında da gerçekleşiyor, bu nedenle parlak çevre ışığından dolayı yerinde doğrudan görüntü kontrolü genellikle zordur. Bu nedenle bazı deneyimli katılımcılar arasında, ekrana tam oturan büyütme luplarının kullanımı kabul görmüştür.
Kauçuk kaplama, ekranın çizilmemesini sağlar. Ve düzenli ve sık sık görüntü kontrolü için büyüteç mesela bir ip yardımıyla boynun etrafında taşınabilir (böylece hızlıca el altında olur).
(Fotoğraf © 2013: Jens Brüggemann - www.jensbrueggemann.de)
Not: Birçok model fotoğrafçının karşılaştığı en büyük sorun uygun ekipman satın almaktan ziyade uygun modeller bulmaktır. Bu eğitimin bir sonraki bölümünde, harika modelleri nerede ve nasıl bulabileceğiniz konusunda değerli ipuçları vereceğim.
